Argo Gemicilerinin Destanı

Argo Gemicilerinin Destanı, Troya Savaşından yıllarca önce Argo adlı gemiyle efsanevi Altın Postun peşinde Kolkhise (bugünkü Abhazya) gitmek üzere denize açılan Akhalı kahramanların heyecan verici hikâyesidir. Önderleri İasondur, ama aralarında Herakles, Orpheus, Kastor, Peleus gibi ünlü mitolojik şahsiyetler de vardır. Olympos tanrıları da her zamanki şaşırtıcı davranışlarıyla bu serüvendeki yerlerini alırlar. İÖ III. yyda Rodoslu Apolloniosun Argonautika adıyla kaleme aldığı bu serüveni Bilgin Adalı, gençler için yalınlaştırarak, şiirsel bir yapı içerisinde Türkçeye kazandırdı. Tadımlık Altın Post Deliler gibi âşık olmuştu Trakyalı prenses güzeller güzeli Theophaneye Deniz Tanrısı yüce Poseidon. Öyle çok talibi vardı ki güzel Theophanenin, başa çıkamayacağını anlayınca onlarla Poseidon, dişi bir koyuna dönüştürdü prensesi. Görkemli bir koç kılığına büründü kendisi de. Altın postlu bir koç doğdu bu birleşmeden. Bizim efsaneye konu olan, işte bu koçun postu. Ama durun, daha bitmedi, yeni başlıyor Altın Postun serüveni, önce öğrenelim koçun başına gelenleri: Bulut Tanrıçası Nepheleyle evliydi Kral Athamas, ikiz çocukları vardı ondan, biri kız, biri erkek, Helle ve Phriksos. Boşanıp Nepheleden, ikinci kez evlenir Athamas, İno11 ile. Çekemez İno çocuklarını Nephelenin, kuraklığın olduğu bir yıl, kandırır bir biliciyi. Kurban etmezse çocukları Helle ve Phriksosu tanrılara, geçmeyeceğini söyler krala bilici yaşanan kuraklığın. Athamas kurban edecektir çocuklarını tanrılara ama, Hermesin13 yardımıyla kaçırır onları Nephele, altın postlu koçun sırtına bindirerek. Kurtarır iki çocuğu İnonun kötülüğünden. Koçun sırtında uçarak geçerlerken Asyayı Avrupadan ayıran boğazı, Helle suya düşer boğulur, yalnızca Phriksos kurtulur, uçarak Kolkhise gider.