Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%10
Bi̇li̇mi̇n Doğası: Geli̇şi̇mi̇ Ve Öğreti̇mi̇ Nilgün Yenice

Bi̇li̇mi̇n Doğası: Geli̇şi̇mi̇ Ve Öğreti̇mi̇

Liste Fiyatı : 315,00TL
İndirimli Fiyat : 283,50TL
Kazancınız : 31,50TL
Taksitli fiyat : 9 x 34,65TL
Havale/EFT ile : 277,83TL
9786051702704
1379989
Bi̇li̇mi̇n Doğası: Geli̇şi̇mi̇ Ve Öğreti̇mi̇
Bi̇li̇mi̇n Doğası: Geli̇şi̇mi̇ Ve Öğreti̇mi̇
283.50
Tarihin en eski çağlarından bu yana pek çok toplumda geniş kitleler bilimsel aydınlanmalardan, bilim teoriğinden, bilimsel ve teknik gelişmelerden uzak tutulmuştur. İster bilim insanı olsun, ister bilimin uzağında tutulmuş farklı toplum kesimleri olsun; insanoğlu doğasında “öğrenmek ve bilmek” arzusunu hep barındırmıştır. Bu arzu aslında insanın doğasında olan meraktır. Merak, öğrenmek ve anlamak içgüdüsü olup araştırmak ve bilmek için sarf edilen çabadır. İşte bu nokta “Bilmek” ve “Bilim” kelimelerinin anlamlarının farklılaştığı yerdir. Meraktan doğan öğrenmek, bilmek, bilgi sahibi olmak insanoğluna ne denli çekici geldiyse, öğrenmenin ve bilmenin kurumsallaşmış hali olan bilim de çok defa o denli soğuk ve uzak gelmiştir. Hatta bugün bilimin kulağa “soğuk ve uzak” gelmesinin ötesinde, yer yer “düşman” olarak görüldüğüne de üzülerek tanıklık ediyoruz. Oysa bilim en sürükleyici romanlar kadar merak uyandırıcı, en güncel haberler kadar heyecan vericidir. Bireylerin ileride gerçekten özgür ve mutlu bireyler olmalarını istiyorsak bu heyecanı onlara yaşatmalıyız. Okullarımızda bilimsel düşünceyi daha iyi anlatabilmenin yollarını mutlaka bulmalı ve bilimi sevdirmeli; ayrıca bilimin herkese yetecek kadar uçsuz bucaksız bir hazine olduğunu idrak etmelerini sağlamalıyız. Bugün insanlığın vardığı uygarlık düzeyinin temelini bilimsel düşünce tarzı ve bilimsel metodlar oluşturmaktadır. Bu temel, bizim toplumumuz için daha yüksek, daha geniş anlamlar taşımaktadır. Cumhuriyet'e kadar üç yüzyıl bilim ve bilimsel gelişmelerin çok uzağında tutulan Türk Toplumu, askeri zaferlerin hemen akabinde cumhuriyetin ilanı ile birlikte bilimi ve fenni esas alan, yüksek ivmeli bir ilerleme projesi başlatmıştır. 30 Ağustos Zaferi'nin henüz ikinci yıl dönümünde, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Dumlupınar'da yaptığı konuşmasında, “Uygarlığın yeni buluşlarının ve fennin harikalarının, cihanı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir devirde, yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle, geçmişe kölecesine bağlılıkla varlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir ” sözüyle, bilimin toplumların ilerlemesi için bir gereklilik olduğuna vurgu yaparak, bilimi benimsemeyen toplumların çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamayacağına dikkat çekmiştir. Bugün dünyada pek çok ülke, bilimde ve teknikte çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için, fen bilimleri öğretim programlarında değişikliklere giderek, fen bilimleri öğretimi ile “Fen (Bilim) okuryazarı” bireyler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Ülkemizde de son olarak 2018 yılında yapılan değişiklikle, 3. Sınıftan 8. Sınıfa kadar okutulmakta olan fen bilimleri dersi öğretim programı yenilenmiş ve vizyonu “Tüm bireylerin Fen (Bilim) okuryazarı olarak yetişmesi ” olarak belirlenmiştir. Fen (Bilim) okuryazarı bireyler, bilgiyi araştırır, sorgular ve zamanla değişebileceğini kendi akıl gücü, yaratıcı düşünme ve yaptığı araştırmalar sonucunda fark eder. Bilginin zihinsel süreçlerde işlenmesinde, bireyin içinde bulunduğu kültüre ait değerlerin, toplumsal yapının ve inançların etkili olduğunun farkındadır. Kısacası, bilim okuryazarı bireyler, bilimsel bilginin ne olduğu, nasıl üretildiği ve süreç içerisinde nasıl geliştiğini kapsayan “Bilimin Doğası” kavramını anlayabilen bireylerdir. Bu bireylerin yetişmesinde büyük rol oynayan öğretmenlerin, üniversiteden mezun olmadan bilimin doğası anlayışlarının geliştirilmesi ve eksik olan yönlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. xvi Bu kitap, üniversitelerde öğrenim görmekte olan lisans ve lisansüstü öğrencilerin ve öğretmenlerin bilime ve bilimin doğasına olan bakış açılarını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Eski çağlardan günümüze tarihsel bir bakış içerisinde ve bilim felsefesi ışığında, bilimin ne olduğu, bilimin doğasının ortaya çıkışının ve değişen yüzünün yansıtıldığı, bilimin doğasının nasıl öğretileceği ve sorgulamaya dayalı bilim eğitiminin öneminin açıkça ifade edildiği; bilimsel bilgi üretiminde gözlemin oynadığı rolün açıklandığı, bilimin toplumsal katılım açısından irdelendiği, bilimin doğasının öğretiminde kullanılan etkinliklerin tanıtıldığı ve son olarak öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve öğrencilerin bilimin doğasına yönelik görüşlerinin özetlendiği “Bilimin Doğası, Gelişimi ve Öğretimi” kitabı alanında uzman akademisyenlerin özverili çalışmaları sonucunda ortaya konmuştur. Öğrencilerin ve öğretmenlerin bilime ve bilimin doğasına olan bakış açılarını değiştirme konusunda Türkiye'de önemli bir boşluğu dolduracağı inancıyla hazırlanan kitabın bilim ve bilimin doğası hakkında bilgi sahibi olmak isteyen lisans ve lisansüstü öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yararlı olacağı ve alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Açıklama
    • Tarihin en eski çağlarından bu yana pek çok toplumda geniş kitleler bilimsel aydınlanmalardan, bilim teoriğinden, bilimsel ve teknik gelişmelerden uzak tutulmuştur. İster bilim insanı olsun, ister bilimin uzağında tutulmuş farklı toplum kesimleri olsun; insanoğlu doğasında “öğrenmek ve bilmek” arzusunu hep barındırmıştır. Bu arzu aslında insanın doğasında olan meraktır. Merak, öğrenmek ve anlamak içgüdüsü olup araştırmak ve bilmek için sarf edilen çabadır. İşte bu nokta “Bilmek” ve “Bilim” kelimelerinin anlamlarının farklılaştığı yerdir. Meraktan doğan öğrenmek, bilmek, bilgi sahibi olmak insanoğluna ne denli çekici geldiyse, öğrenmenin ve bilmenin kurumsallaşmış hali olan bilim de çok defa o denli soğuk ve uzak gelmiştir. Hatta bugün bilimin kulağa “soğuk ve uzak” gelmesinin ötesinde, yer yer “düşman” olarak görüldüğüne de üzülerek tanıklık ediyoruz. Oysa bilim en sürükleyici romanlar kadar merak uyandırıcı, en güncel haberler kadar heyecan vericidir. Bireylerin ileride gerçekten özgür ve mutlu bireyler olmalarını istiyorsak bu heyecanı onlara yaşatmalıyız. Okullarımızda bilimsel düşünceyi daha iyi anlatabilmenin yollarını mutlaka bulmalı ve bilimi sevdirmeli; ayrıca bilimin herkese yetecek kadar uçsuz bucaksız bir hazine olduğunu idrak etmelerini sağlamalıyız. Bugün insanlığın vardığı uygarlık düzeyinin temelini bilimsel düşünce tarzı ve bilimsel metodlar oluşturmaktadır. Bu temel, bizim toplumumuz için daha yüksek, daha geniş anlamlar taşımaktadır. Cumhuriyet'e kadar üç yüzyıl bilim ve bilimsel gelişmelerin çok uzağında tutulan Türk Toplumu, askeri zaferlerin hemen akabinde cumhuriyetin ilanı ile birlikte bilimi ve fenni esas alan, yüksek ivmeli bir ilerleme projesi başlatmıştır. 30 Ağustos Zaferi'nin henüz ikinci yıl dönümünde, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Dumlupınar'da yaptığı konuşmasında, “Uygarlığın yeni buluşlarının ve fennin harikalarının, cihanı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir devirde, yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle, geçmişe kölecesine bağlılıkla varlığımızı sürdürmemiz mümkün değildir ” sözüyle, bilimin toplumların ilerlemesi için bir gereklilik olduğuna vurgu yaparak, bilimi benimsemeyen toplumların çağdaş uygarlık düzeyine ulaşamayacağına dikkat çekmiştir. Bugün dünyada pek çok ülke, bilimde ve teknikte çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için, fen bilimleri öğretim programlarında değişikliklere giderek, fen bilimleri öğretimi ile “Fen (Bilim) okuryazarı” bireyler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Ülkemizde de son olarak 2018 yılında yapılan değişiklikle, 3. Sınıftan 8. Sınıfa kadar okutulmakta olan fen bilimleri dersi öğretim programı yenilenmiş ve vizyonu “Tüm bireylerin Fen (Bilim) okuryazarı olarak yetişmesi ” olarak belirlenmiştir. Fen (Bilim) okuryazarı bireyler, bilgiyi araştırır, sorgular ve zamanla değişebileceğini kendi akıl gücü, yaratıcı düşünme ve yaptığı araştırmalar sonucunda fark eder. Bilginin zihinsel süreçlerde işlenmesinde, bireyin içinde bulunduğu kültüre ait değerlerin, toplumsal yapının ve inançların etkili olduğunun farkındadır. Kısacası, bilim okuryazarı bireyler, bilimsel bilginin ne olduğu, nasıl üretildiği ve süreç içerisinde nasıl geliştiğini kapsayan “Bilimin Doğası” kavramını anlayabilen bireylerdir. Bu bireylerin yetişmesinde büyük rol oynayan öğretmenlerin, üniversiteden mezun olmadan bilimin doğası anlayışlarının geliştirilmesi ve eksik olan yönlerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. xvi Bu kitap, üniversitelerde öğrenim görmekte olan lisans ve lisansüstü öğrencilerin ve öğretmenlerin bilime ve bilimin doğasına olan bakış açılarını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Eski çağlardan günümüze tarihsel bir bakış içerisinde ve bilim felsefesi ışığında, bilimin ne olduğu, bilimin doğasının ortaya çıkışının ve değişen yüzünün yansıtıldığı, bilimin doğasının nasıl öğretileceği ve sorgulamaya dayalı bilim eğitiminin öneminin açıkça ifade edildiği; bilimsel bilgi üretiminde gözlemin oynadığı rolün açıklandığı, bilimin toplumsal katılım açısından irdelendiği, bilimin doğasının öğretiminde kullanılan etkinliklerin tanıtıldığı ve son olarak öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve öğrencilerin bilimin doğasına yönelik görüşlerinin özetlendiği “Bilimin Doğası, Gelişimi ve Öğretimi” kitabı alanında uzman akademisyenlerin özverili çalışmaları sonucunda ortaya konmuştur. Öğrencilerin ve öğretmenlerin bilime ve bilimin doğasına olan bakış açılarını değiştirme konusunda Türkiye'de önemli bir boşluğu dolduracağı inancıyla hazırlanan kitabın bilim ve bilimin doğası hakkında bilgi sahibi olmak isteyen lisans ve lisansüstü öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yararlı olacağı ve alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
      Stok Kodu
      :
      9786051702704
      Boyut
      :
      160-240-0
      Sayfa Sayısı
      :
      424
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      2
      Basım Tarihi
      :
      2022-02-23
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      Kitap Kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Taksit Seçenekleri
    • Axess Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      Finansbank Kartları
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      Bonus Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      Paraf Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      Maximum Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      World Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
      Diğer Kartlar
      Taksit Sayısı
      Taksit tutarı
      Genel Toplam
      Tek Çekim
      283,50   
      283,50   
      2
      147,42   
      294,84   
      3
      100,17   
      300,51   
      6
      51,03   
      306,18   
      9
      34,65   
      311,85   
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat