Osmanlı Devleti'nde Harp Sanayii (1861-1923); Tophane-i Amire'den İmalat-ı Harbiye'ye
Liste Fiyatı :
500,00TL
İndirimli Fiyat :
400,00TL
Kazancınız :
100,00TL
Taksitli fiyat :
9 x 48,89TL
Havale/EFT ile :
390,00TL
9786057819529
1409227
https://www.teklifkitap.com/osmanli-devletinde-harp-sanayii-1861-1923-tophane-i-amireden-imalat-i-harbiyeye
Osmanlı Devleti'nde Harp Sanayii (1861-1923); Tophane-i Amire'den İmalat-ı Harbiye'ye
400.00
Osmanlı Devleti'nin oluşturmuş olduğu silah fabrikaları Avrupa
ve Amerika'da bulunan çağdaşları gibi üretim yapıp, dünya
pazarlarında ürün satabilecek özellikteki fabrikalar değildiler. Bu
fabrikaların temel özellikleri ithal edilen bir silah veya mermi
modelini taklit ederek yerli olarak üretimini sağlamaktı. Transfer
edilen bir silahın üretilmeye başlaması yıllar alıyor ve geçen
sürede daha yeni teknolojideki başka bir silah ithal ediliyordu.
Bundan dolayı 1870 ve 1880'lerde daha önceden ithal edilen
Sniderler Martini-Henry tüfeğine, 1890 ve 1900'lerde ise Martini-
Henryler Mauser tüfeği sistemine çevrildi. Tüfeklerde yaşanan
bu durum top, fişek, mermi ve barut üretiminde de farklı değildi.
Fabrikalarda üretimi yapılabilenler 10-15 yıl önceki
teknolojideydi.
Tophane-i Amire/İmalat-ı Harbiye fabrikalarında yapılan yerli
üretim hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç duyduğu
modern silahları sağlayamadığından yüz binlerce tüfek ve
milyonlarca fişek yurtdışından sipariş edildi. Buna rağmen yerli
silah sanayisini oluşturma gayretlerini başarısızlığa uğramış bir
politika olarak değerlendirmemek, bu politikayı önemsemek
gerekmektedir. Nitekim ithal edilen teknolojiye tam anlamıyla
sahip olma yolunun onu üretebilmekten geçtiğine inanan
Osmanlılar bir asra yaklaşan silah üretimi deneyimine sahip
oldular. Bu deneyim Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş
sürecinde kendini göstermiştir. Müttefik yardımının alınamadığı
bir dönemde Çanakkale Savaşlarında kırılan topların tamir
edilmeleri ve topçu cephanesi üretilerek düşmana karşılık
verilebilmesi zaferin kazanılmasında önemliydi. Ayrıca Türk
Milleti'nin yok edilmek istendiği bir zamanda, Kurtuluş Savaşı'nı
yürüten kadronun içindeki İmalat-ı Harbiye mensuplarının
Anadolu'da kurdukları fabrikalarda silah tamiri yaparak ve
cephane üreterek sunmuş oldukları hizmetler yerli silah
sanayisinde belli bir seviyeye ulaşıldığını tüm açıklığıyla ortaya
koymaktadır. Sonuç olarak silah sanayisi, siyasal bağımsızlığın
tamamlayıcı ve ayrılmaz bir unsuru olarak geçmişte olduğu gibi
günümüzde de önemini korumaya devam edecektir.
- Açıklama
- Osmanlı Devleti'nin oluşturmuş olduğu silah fabrikaları Avrupa ve Amerika'da bulunan çağdaşları gibi üretim yapıp, dünya pazarlarında ürün satabilecek özellikteki fabrikalar değildiler. Bu fabrikaların temel özellikleri ithal edilen bir silah veya mermi modelini taklit ederek yerli olarak üretimini sağlamaktı. Transfer edilen bir silahın üretilmeye başlaması yıllar alıyor ve geçen sürede daha yeni teknolojideki başka bir silah ithal ediliyordu. Bundan dolayı 1870 ve 1880'lerde daha önceden ithal edilen Sniderler Martini-Henry tüfeğine, 1890 ve 1900'lerde ise Martini- Henryler Mauser tüfeği sistemine çevrildi. Tüfeklerde yaşanan bu durum top, fişek, mermi ve barut üretiminde de farklı değildi. Fabrikalarda üretimi yapılabilenler 10-15 yıl önceki teknolojideydi. Tophane-i Amire/İmalat-ı Harbiye fabrikalarında yapılan yerli üretim hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç duyduğu modern silahları sağlayamadığından yüz binlerce tüfek ve milyonlarca fişek yurtdışından sipariş edildi. Buna rağmen yerli silah sanayisini oluşturma gayretlerini başarısızlığa uğramış bir politika olarak değerlendirmemek, bu politikayı önemsemek gerekmektedir. Nitekim ithal edilen teknolojiye tam anlamıyla sahip olma yolunun onu üretebilmekten geçtiğine inanan Osmanlılar bir asra yaklaşan silah üretimi deneyimine sahip oldular. Bu deneyim Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş sürecinde kendini göstermiştir. Müttefik yardımının alınamadığı bir dönemde Çanakkale Savaşlarında kırılan topların tamir edilmeleri ve topçu cephanesi üretilerek düşmana karşılık verilebilmesi zaferin kazanılmasında önemliydi. Ayrıca Türk Milleti'nin yok edilmek istendiği bir zamanda, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten kadronun içindeki İmalat-ı Harbiye mensuplarının Anadolu'da kurdukları fabrikalarda silah tamiri yaparak ve cephane üreterek sunmuş oldukları hizmetler yerli silah sanayisinde belli bir seviyeye ulaşıldığını tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Sonuç olarak silah sanayisi, siyasal bağımsızlığın tamamlayıcı ve ayrılmaz bir unsuru olarak geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemini korumaya devam edecektir.Stok Kodu:9786057819529Boyut:165-235-0Sayfa Sayısı:566Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2020-09-30Kapak Türü:KartonKağıt Türü:Kitap KağıdıDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim400,00400,002208,00416,003141,33424,00672,00432,00948,89440,00
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.