Şaman
Liste Fiyatı :
9,26TL
İndirimli Fiyat :
6,48TL
Kazancınız :
2,78TL
Havale/EFT ile :
6,35TL
9789750809170
1282937
https://www.teklifkitap.com/saman
Şaman
6.48
Yasını mı tutayım hayır yarasından mı alnından mı öpeyim hayır
kokmasın çürümesin iğrenilmesin diye mezarını mı kazayım hayır ama kışkırtılmış her hayırın bir evet olduğunu nasıl anlatayım hayır hayır hayır hayır
Şairliğinin yanında eleştirmenliğiyle de tanınan Mehmet Can Doğan, Şaman'da 1998-2002 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerini bir araya getiriyor - sözün kana karıştığı bir zamanın şiirlerini...
(Arka Kapak)
Şairliğinin yanında eleştirmenliğiyle de tanınan Mehmet Can Doğan, Şaman'da 1998-2002 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerini bir araya getiriyor - sözün kana karıştığı bir zamanın şiirlerini...
Tadımlık
MALÛLEN BEDEVÎ
Bedenine derin bakan unuturmuş çoğu şeyi
nerden hatırlıyorum bunu şimdi
demek söz de karışıyor kana
yoruluyor damarda öpmek için bir imgeyi
Yola çıkma zamanı geldiğinde
ama nereye olursa olsun
aklında tecimenler ve bedevi
hem de içinde büyüttüğü bedevi
uzayan bir atın yelesiyle
kesiyor gideceği yerleri
Anlıyor uzak gideceği yerler
anlıyor insan en çok kendine zâlim
nasıl da iyiyim ah evet nasıl da bereketli
karanlığı emen bir çift göz gibi
Bir ömrü bu kadar karıştırma diyorum sana
böyle masa başında tül ardında böyle
kötülük çürütecek bedenini
çölden ve denizden nasıl geçerse fırtına
Arzulu bir ömre mutlak görülen hüzün
ve dünyanın nehirleri bütün
denize doğru denize doğru
diye başlayan bir cümle
çöle ne olur diyorum sonra denize ne olur
ağrılı bir yer değiştirme ile
olacakları biliyorum acımasızlıkları biliyorum
bu uluma saatinde
Her şey kardeşliğin inadına olur
o inceliklerin inadına sesin şefkatine olur
hatıraların en masum olanına
nihayet suçun bağışlayanına olur
Bedevi örtüsünü açar nihayet kumunu silker
atını vurur
hayata akan her köke her pişmanlığa
bir açıklama yahut haklı bir mazeret bulur
ikna edici bir iyilik bulur
kandıran bir kuyu bulur
bakar içine içine
Ne önemi var
umurumda bile değil kiminle çıktığım yola
üstelik her ömür kendine dönüyor olduktan sonra
ne önemi var ne önemi var
Bedevinin içinden bir deniz geçer
su alır öğütleyici gemileri
yazık içindeki bedeviyi uyandırmışa
yani akrebini ateşe salmışa
kim dur diyebilir
kim yol gösterebilir
bilirse bedevi yolundan çıkmış bir söz bilir
durur önüne sözün bedenine imrenir
inat eder iman eder
en azından bunu dener
Ama ne önemi var ne önemi var
her bedevi fırtınası kadar yaşar
Kum durur su durur sır bekleyicileri durur
Bedeviye kumaş! Bedeviye kumaş! diyen tecimenler durur
kanı durur uzayan atın akrebin kuyruğu durur
Tâbirciler
Böyle bir rüya duymadık daha evvel.
Karanlık... karanlık yerleri çok fazla.
Bedenine bakan bedevi mi ve giyinik mi?
Bozulmuş olmalı rüyanın sahihliği.
Hem konuşan kim? Tecimenler görünüp yitiyor.
Akrepten başlayabiliriz ilkin:
Dokunmayın şunca yıllık muhabbetimiz vardır.
diyen biri vardı, hatırlamasak da adını.
Ama at öyle neden uzayıp gidiyor?...
Karışık çok karışık, akıl kabul etse
atın yelesine insanın bıçak diyesi geliyor.
Kuyu ve kardeşlik Yusufu çağrıştırıyor bize.
Lâkin geçemeyiz biz Yusufu tâbirde;
denildiği gibi, su alır bizim gemilerimizi de.
Bakmayın uzun cübbelerimize;
tecimenlerden almıştık kumaşını.
Vurulmuş bir ata rastladıklarını anlatmışlardı çölde,
sormuşlardı uzun uzun: Çölde bir at niçin vurulsun? diye.
Bir işaret... demişti,
bizimle tökezleyip çöle düşen kardeşimiz şimdi.
Sahi ona rastladınız mı? diye sormuştu kalbinden emin olanımız.
Ay yarılmış, belki horoz ötmüştü ve fırtına vardı o sıra.
Böyle bir rüya duymuş değiliz daha evvel...
Karanlık karanlık yerleri çok fazla.
Anlayamıyoruz sözün kana karışmasını,
Denize doğru gitme inadını anlayamıyoruz
fırtınalı bir akşamda...
Saat mi? Ulumalı bir saat olmaz yanılıyorsunuz.
Bakın biz, karanlığı emen göz olamayacağında da anlaşıyoruz.
Ama karanlık karanlık yerleri çok fazla.
Korkutuyor ne önemi var ısrarı ve bedevinin kararı...
Develerinizi sıkı bağlayın, evlerinizden çıkmayın!
Kadınlarınıza daha çok kumaş alın tecimenlerden.
Ayartıcıdır beden hele çıplakken sakın sakın bakmayın!
ADAMOTU
Herkesin kalbinin söküldüğü bir an vardır
yoksa
olmalıdır
en azından kalbinin söküldüğünü hissettiği bir an
anne çocuk sevgili hayata hep geriden bakan
herkes yıkılalım da hırsımız geçsin kadardır
Büyüyen büyür büyümeye inanmasa da büyür
anne ölür çocuk ölür sevgili daima büyük ölür
söküldüğü yer kadar kabartır toprağı
biçilmiş ekinler gibi sapı kalır bir sarı kalır
Kalırsa benim sarı saçlarım kalır
sevgilim sarıyı sever ağıdına cici giysiler bulur
bir boşluk açılmışsa eğer
herkes bırakacak bir şey mutlaka bulur
sonra kulak verir de bıraktığının düşüşüne hayıflanır
Yenmek için değil de yenilmek için yeşeren
otlar vardır acıya göçmüş kadınların gönlünde
bazı ağıtların bazı adamları
ve bazı adamların bazı kadınları vardır
daha başka şeyler de vardır kalp söküldüğünde
Kadının örneğin gümüş çerçeveli bir aynası vardır
örnek teşkil etmesi istenmeyen gümüş çerçeveli suçları
aylı bir gecede kadın ağıdını bitirdiğinde
kapıları yalnız cezaya açılanların ülkesinden hızla geçer
ama hızla geçilmelidir
ceylanı vurulmuş olanların kalbinden de
Herkes kendini gösterecek bir ip arar
kulağını gösterecek tüylerini gösterecek
kadın usanır kalbine şüphe yazılmasından
karalanmasından kalbinin
öfkesinden ve şehvetle kabarmış haklılığından usanır
Biz cezalandırmasını biliriz, ait değiliz cezaya! diyenlerin
Zorbadır akıl yetişemez suça
yetişemez o uzun hayvana
çığlığını yalnızca kalbi sökülmüşlerin duyduğu otlara
önce yeraltına yeraltına uzamak vardır
sonra siyah bir köpeğin boynuna
korkulardan ilâç yapma sanatı verilmiştir çünkü insana
Korunaklı değilim katran sürdüm üstüme biraz
bir ayağında kara uçurtma sevgilimin öbüründe yalaz
sanki sokaklara çıkmışım
sanki yeraltından köklerim
sanki saçlarım uzamış
kadınım ağır korkulara göçecek bende toprak kalmamış
pi kestim öyleyse köpeği öldürdüm artık yeter
ben ağıdımı bitirdim sizinki uzun sürer
- Açıklama
- Yasını mı tutayım hayır yarasından mı alnından mı öpeyim hayır kokmasın çürümesin iğrenilmesin diye mezarını mı kazayım hayır ama kışkırtılmış her hayırın bir evet olduğunu nasıl anlatayım hayır hayır hayır hayır Şairliğinin yanında eleştirmenliğiyle de tanınan Mehmet Can Doğan, Şaman'da 1998-2002 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerini bir araya getiriyor - sözün kana karıştığı bir zamanın şiirlerini... (Arka Kapak) Şairliğinin yanında eleştirmenliğiyle de tanınan Mehmet Can Doğan, Şaman'da 1998-2002 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerini bir araya getiriyor - sözün kana karıştığı bir zamanın şiirlerini... Tadımlık MALÛLEN BEDEVÎ Bedenine derin bakan unuturmuş çoğu şeyi nerden hatırlıyorum bunu şimdi demek söz de karışıyor kana yoruluyor damarda öpmek için bir imgeyi Yola çıkma zamanı geldiğinde ama nereye olursa olsun aklında tecimenler ve bedevi hem de içinde büyüttüğü bedevi uzayan bir atın yelesiyle kesiyor gideceği yerleri Anlıyor uzak gideceği yerler anlıyor insan en çok kendine zâlim nasıl da iyiyim ah evet nasıl da bereketli karanlığı emen bir çift göz gibi Bir ömrü bu kadar karıştırma diyorum sana böyle masa başında tül ardında böyle kötülük çürütecek bedenini çölden ve denizden nasıl geçerse fırtına Arzulu bir ömre mutlak görülen hüzün ve dünyanın nehirleri bütün denize doğru denize doğru diye başlayan bir cümle çöle ne olur diyorum sonra denize ne olur ağrılı bir yer değiştirme ile olacakları biliyorum acımasızlıkları biliyorum bu uluma saatinde Her şey kardeşliğin inadına olur o inceliklerin inadına sesin şefkatine olur hatıraların en masum olanına nihayet suçun bağışlayanına olur Bedevi örtüsünü açar nihayet kumunu silker atını vurur hayata akan her köke her pişmanlığa bir açıklama yahut haklı bir mazeret bulur ikna edici bir iyilik bulur kandıran bir kuyu bulur bakar içine içine Ne önemi var umurumda bile değil kiminle çıktığım yola üstelik her ömür kendine dönüyor olduktan sonra ne önemi var ne önemi var Bedevinin içinden bir deniz geçer su alır öğütleyici gemileri yazık içindeki bedeviyi uyandırmışa yani akrebini ateşe salmışa kim dur diyebilir kim yol gösterebilir bilirse bedevi yolundan çıkmış bir söz bilir durur önüne sözün bedenine imrenir inat eder iman eder en azından bunu dener Ama ne önemi var ne önemi var her bedevi fırtınası kadar yaşar Kum durur su durur sır bekleyicileri durur Bedeviye kumaş! Bedeviye kumaş! diyen tecimenler durur kanı durur uzayan atın akrebin kuyruğu durur Tâbirciler Böyle bir rüya duymadık daha evvel. Karanlık... karanlık yerleri çok fazla. Bedenine bakan bedevi mi ve giyinik mi? Bozulmuş olmalı rüyanın sahihliği. Hem konuşan kim? Tecimenler görünüp yitiyor. Akrepten başlayabiliriz ilkin: Dokunmayın şunca yıllık muhabbetimiz vardır. diyen biri vardı, hatırlamasak da adını. Ama at öyle neden uzayıp gidiyor?... Karışık çok karışık, akıl kabul etse atın yelesine insanın bıçak diyesi geliyor. Kuyu ve kardeşlik Yusufu çağrıştırıyor bize. Lâkin geçemeyiz biz Yusufu tâbirde; denildiği gibi, su alır bizim gemilerimizi de. Bakmayın uzun cübbelerimize; tecimenlerden almıştık kumaşını. Vurulmuş bir ata rastladıklarını anlatmışlardı çölde, sormuşlardı uzun uzun: Çölde bir at niçin vurulsun? diye. Bir işaret... demişti, bizimle tökezleyip çöle düşen kardeşimiz şimdi. Sahi ona rastladınız mı? diye sormuştu kalbinden emin olanımız. Ay yarılmış, belki horoz ötmüştü ve fırtına vardı o sıra. Böyle bir rüya duymuş değiliz daha evvel... Karanlık karanlık yerleri çok fazla. Anlayamıyoruz sözün kana karışmasını, Denize doğru gitme inadını anlayamıyoruz fırtınalı bir akşamda... Saat mi? Ulumalı bir saat olmaz yanılıyorsunuz. Bakın biz, karanlığı emen göz olamayacağında da anlaşıyoruz. Ama karanlık karanlık yerleri çok fazla. Korkutuyor ne önemi var ısrarı ve bedevinin kararı... Develerinizi sıkı bağlayın, evlerinizden çıkmayın! Kadınlarınıza daha çok kumaş alın tecimenlerden. Ayartıcıdır beden hele çıplakken sakın sakın bakmayın! ADAMOTU Herkesin kalbinin söküldüğü bir an vardır yoksa olmalıdır en azından kalbinin söküldüğünü hissettiği bir an anne çocuk sevgili hayata hep geriden bakan herkes yıkılalım da hırsımız geçsin kadardır Büyüyen büyür büyümeye inanmasa da büyür anne ölür çocuk ölür sevgili daima büyük ölür söküldüğü yer kadar kabartır toprağı biçilmiş ekinler gibi sapı kalır bir sarı kalır Kalırsa benim sarı saçlarım kalır sevgilim sarıyı sever ağıdına cici giysiler bulur bir boşluk açılmışsa eğer herkes bırakacak bir şey mutlaka bulur sonra kulak verir de bıraktığının düşüşüne hayıflanır Yenmek için değil de yenilmek için yeşeren otlar vardır acıya göçmüş kadınların gönlünde bazı ağıtların bazı adamları ve bazı adamların bazı kadınları vardır daha başka şeyler de vardır kalp söküldüğünde Kadının örneğin gümüş çerçeveli bir aynası vardır örnek teşkil etmesi istenmeyen gümüş çerçeveli suçları aylı bir gecede kadın ağıdını bitirdiğinde kapıları yalnız cezaya açılanların ülkesinden hızla geçer ama hızla geçilmelidir ceylanı vurulmuş olanların kalbinden de Herkes kendini gösterecek bir ip arar kulağını gösterecek tüylerini gösterecek kadın usanır kalbine şüphe yazılmasından karalanmasından kalbinin öfkesinden ve şehvetle kabarmış haklılığından usanır Biz cezalandırmasını biliriz, ait değiliz cezaya! diyenlerin Zorbadır akıl yetişemez suça yetişemez o uzun hayvana çığlığını yalnızca kalbi sökülmüşlerin duyduğu otlara önce yeraltına yeraltına uzamak vardır sonra siyah bir köpeğin boynuna korkulardan ilâç yapma sanatı verilmiştir çünkü insana Korunaklı değilim katran sürdüm üstüme biraz bir ayağında kara uçurtma sevgilimin öbüründe yalaz sanki sokaklara çıkmışım sanki yeraltından köklerim sanki saçlarım uzamış kadınım ağır korkulara göçecek bende toprak kalmamış pi kestim öyleyse köpeği öldürdüm artık yeter ben ağıdımı bitirdim sizinki uzun sürerStok Kodu:9789750809170Boyut:160-160-0Sayfa Sayısı:106Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2005-03-01Kapak Türü:KartonKağıt Türü:2.HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim6,486,4823,376,7432,296,8761,177,0090,797,13
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.